Tags: , , , , , , , , | Categories: Cloud Computing, İnceleme Posted by Editorial on 14.05.2011 01:37 | Yorumlar (1)

Dünyada olduğu gibi ülkemizde'de Bulut (Cloud) sistemlerine ilgi oldukça arttı bu halı ilgiye ve ihtiyaçlara cevap verebilmek adına global donanım ve yazılım üreticileri konsorsiumlarla bulut sistemlerinin optimum işletilmesi ve standardizasyonu üzerinde yoğun olarak çalışmalarını sürdürüyorlar ve belirli aşamalar şimdiden kaydedilmiş durumda. Türkiye'de de hosting sektöründe bulut bilişimi sağlayan ve bunu müşterilerin kullanımına açan firmalar oldukça az. Gerek yüksek donanım maliyetleri gerekse konseptin tam olarak kavrananamış olmasınınde etkisi var tabiki.

Sektörde bu hizmetler yok denecek kadar az derken geçtiğimiz aylarda DorukNet DorukCloud adını verdiği bulut hizmetini devreye aldığını duyurdu. Doruk'un bu ürününün lansmanı hosting sektöründe daha önce görülmemiş bir pazarlama adımı oldu diyebiliriz. Teknik olarak cloud konsepti tartışılabilir fakat Doruk'un hizmetini verdiği bu ürünün pazarlama, tanıtım ve satışının diğer firmalar tarafından örnek alınması gerektiği aşikar.

İşin sektörel kısmı bir yana son kullanıcıyı ilgilendiren hizmetin kalitesi! Gerçekten dorukCloud stabil, esnek mi? performansı nasıl? diye merak ettik ve sistemi test etmeye karar verdik. Bakalım DorukCloud nasılmış.

Altyapı

DorukCloud'un alt yapısında HP Blade kasalar kullanılmış ve burdaki Blade Nod'larının arkasında da depolama (Storage) birimi olarak IBM SVC seçilmiş. Bu donanımın üzerinde koşan Windows Server 2008 işletim sistemi veyine Microsoft'un sanallaştırma çözümü olan Hyper-V kullanılmış.

Türkiye'de ki müşterilerin isteklerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasite bu donanım ve yazılımlarla sağlanabiliyor diyebiliriz. Dünyada bu seviyedeki cloud mimarilerine baktığımızda cloud yapınızı daha özgün hale getirebilmek ve donanımdan daha iyi performans almak için Xen kullanıldığını görüyoruz. Hyper-V'de giderek gelişen bir sistem fakat gerek dosya sistemi olsun, gerekse başka etkenler dolayısıyla Xen'i tercih etmemelerinin nedenini merak etmiyorda değiliz.

Yönetim

DorukNet kontrol panel ve provisioning engine olarak Citrix'in yeni satın aldığı EMS Cortex CloudPanel'i tercih etmiş. Bu panel hem MS Exchange, hemde Hyper-V sistemlerini etkilil bir şekilde yönetebildiği ve sistemin bir anönce production'a alınmasını sağladığı için doğru karar olmuş fakat uzun vadede çok maliyet getireceğini düşüncesindeyiz.
Hizmetlerin tümünü bu panel'den yönetme imkanı bulunuyor. (Eğer ek kaynak'a gerek duyarsanız (CPU, RAM, Disk) sizi Doruk'un Parallels Business Automation sistemine yönlendiriyorsunuz.)

Kontrol Panel'e erişmek için management.dorukcloud.com adresini kullanıyorsunuz. Açıkca belirtmek gerekirse panel adresi biraz uzun olmuş fakat akılda kalıcı ve ekstra port istememesi müşteri açısından iyi.

Kurulum

Kontrol Panel'i kullanarak Sanal Sunucu açmamız mümkün. Hatta doruk sizin için popüler işletim sistemlerinin imajlarını hazırlayıp panel'e kullanmanız için eklemiş. RedHat Ent. 'den Centos'a kadar bir çok dağıtım ve Windows sistemlerinin imajları mevcut bizim dikkatimizi çene imajları kısaca listelemek gerekirse.

  • RedHat Enterprise 6.0
  • Windows Server 2008 R2 Enterprise with Plesk 10
  • Centos 5.6
  • Debian 6.0 1A

Diğer bir konuda kurulumda istenilen parametreleri panel üzerinden girebiliyor olmamız. Örneğin Zaman Dlimi, Administrator Şifresi gibi.

Sanal sunucuyu oluştururken DorukCloud'un size tahsis ettiği kaynak havuzuna göre hareket ediyorsunuz. Örneğin : 4 CPU, 8GB Ram hakkınız var. Oluşturduğunuz sanal sunucuya 2CPU, 4GB Ram verebiliyorsunuz.

Test için oluştruduğumuz sanal makine de şu özelliklerde seçtik.

  • Windows Server 2008 R2 Enterprise with Plesk 10
  • 1 Çekirdek 2.80 Ghz Xeon MP (ölçeklenebilirliği arttırmak için tek çekirdek seçtik)
  • 2048MB RAM
  • 20GB HDD

Tercihlerimiz belirttikten sonra 20:06 itibarı ile kurulum komutunu panel'e verdik ve 29 dakika sonunda sanal makinemiz kullanıma hazır hale geldi. (20:06:12 - 20:35:24)

Sunucuya giriş yapabilmek için daha önce belirlemiş olduğumu IP adresine RDP isteği gönderdik fakat bir türlü bağlanamadık ondan sonra panel'in browser üzerinde console'a bağlanabileceği bir alanı keşfederek burdan giriş yapmayı denedik. Giriş yaptık fakat kurulum sırasında tanımlanan IP adresi sunucunun ethernet kartına tanımlı değildi. Bunu console üzerinden manual gerçekleştirip sunucuya erişebildik.

Düzeltme: Tekrar yaptığımız test'te kontrol panel'in sanal sunucuya sorunsuz şekilde IP adresini atadığını ve uzaktan erişim ile bağlandığını gördük. Bizim yaşadığımız durum test ortamının standart olmayışından kaynaklanıyormuş. Son kullanıcılar bu sorunu yaşamayacaktır.

Browser Üzerinden console kullanmak için bir iki ipucu vermek istiyoruz.

  1. Console'a sadece Internet Explorer üzerinden bağlanılabiliyor.
  2. https://management.dorukcloud.com/ adresini Internet Explorer'ın güvenilir siteler listesine eklenmesi gerekiyor.
  3. CTRL+ALT+DEL göndermek için sanal klavye kullanmanız gerekiyor.
  4. CTRL+ALT+DEL göndermek için klavyeden CTRL+ALT+END tuş kombinasyonunu kullanabiliyorsunuz.

Network

DorukNet bize IP adresi olarak (5 adet kullanılabilir IP adresine denk geliyor) şeklinde subnet verdi. IP'leri yüzeysel olarak check ettiğimizde daha önce herhangi bir black-list'e girdiğini görmedik gayet temiz ve kullanıma hazır IP adresleri olduğunu söyleyebiliriz. Network'e ulaşırken herhangi bir kısıtlama bulumuyor hem ICMP, hemde TCP üzerinde bir kısıtlamaya rastlamadık. Dikkatimizi çeken diğer bir nokta IP adreslerinin revers DNS'inin bulunmayışı, bunun için ayrıca dorukNet ile irtibata geçip revers dns'leri tanımlatmanız gerekiyor. Panel üzerinde de IP yönetiminde bu özellik mevcut değil.

Sunucu

CPU

Sunucu üzerinde Intel Xeon 5660 @ 2.80Ghz'lik CPU'su geldi. Çok ayrıtılı testlere girme niyetminiz olmadığından sunucunun gerçekten gösterdiği gibi 2.8Ghz'de çalışabildiğine baktık ve 2798.7 Ghz'de çalışabildiğini gördük.

Disk

Sunucunun disk'i üzerinde yaptığımız testler ise aşağıdaki gibi.

Saniyedeki Okuma I/O Sayısı 182.76
Saniyedeki Yazma I/O Sayısı 594.86
Saniyede Okunan MB 5.71
Saniyede Yazılan MB 18.59
Yazma/Okuma Tepki Süresi (ms) 1.2833
Maksimum I/O Tepki Süresi (ms) 965.1852
CPU Kullanım Oranı (Bu işlemler sırasında) % 2.57

Testlerde kullandığımız I/O Meter şablonunu bu linkten çekebilirsiniz : iometer.icf (5,70 kb)

Upload

DorukNet - Reklamevi (Netdirekt) 59.31Mbps

DorukNet - 3C1B Telekom (Upload için bağlanamadı)

DorukNet - Vital Telekom 225.15 Mbps

DorukNet - MayaNet 35.37 Mbps

Download

DorukNet - Reklamevi (Netdirekt)  89.42 Mbps

DorukNet - 3C1B Telekom 135.58 Mbps

DorukNet - Vital Telekom 99.82 Mbps

DorukNet - MayaNet 59.90 Mbps

Fiyat

dorukcloud.com web sitelerinden incelediğimiz kadarı ile sistemi kullanmak için 3 Paket seçeneğiniz var 1Cpu, 2GB Ram, 40GB Disk, 100GB Trafik (Anlık 323Kbit) 159 TL, Bu özelliklerin 2 katı 299 TL, 4 Kartı ise 499 TL olarak karşımıza çıkıyor. Donanım özelliklerine göre fiyat güzel fakat trafik çok düşük ve yetersiz olduğu aşikar.
DorukNet trafik limitlerini arttırırsa kurumsal müşterilerinin yanı sıra .com şirketlerininde tercihi olabilir düşüncesindeyiz fakat bunun tercihleri olduğunu pek sanmıyoruz ama yinede ileride kaçınılmaz olacaktır.

Genelde Cloud sistem denilince fiyatla ilgili akla gelen ilk şey "Kullandığın Kadar Öde" prensibidir. Ülkemizde bu sistemler yeni olduğundan henüz böyle bir anlayışta cloud hizmeti malesef görenmiyoruz ancak dorukNet müşterilerine şöyle bir güzellik yapmış;
Örneğin : 299 TL'lik Profesyonel paketi aldınız ve bir ay sonunda kaynakların yarısını kullandınız. Gelecek ay donanım kaynaklarınızı dorukNet'e bildirip ihtiyacınıza göre güncelletiyorsunuz ve kullanmadığınız kaynakların ücreti bir dahaki ayın kirasından düşülüyor bu kısmen iyi bir şey ancak cloud konseptine uyması açısından kullandığın kadar öde kuralının işletimesi gerekirdi.

Sonuç

DorukNet servis gamını genişletmek adına çok güzel bir adım atmış. Cloud kavramınıda bu servisi pazarlamak için son derece yerinde kullanmış. Kendileri sektöre yeni bir soluk getirdikleri için ve bu servise yatırım yapıp son kullanıcıyı kaliteli donanım ve kaliteli hizmet ile buluşturup sektörün hizmet çıtasını yükselttikler için tebrik ediyoruz.

Ek

DorukCloud lanse edilirken "Türkiye'nin ilk Cloud Hizmeti" olarak lanse edilmesine tepkiler gelmedi de değil. Hyper-V üzerinde bir çok firma daha önceden Hyper-V sanal sunucu grid'leri oluşturdular sadece bunu Microsoft iş birliğinde yapmadılar ve adına Cloud demediler. Teknik açıdan başarılı Hyper-V Cloud'ları oluşturulsa da Lansman ve Satış konusunda çok sönük ve beceriksiz kaldıkları için DorukCloud'un bu lansmanına "Türkiye'nin Lanse Edilmiş İlk Cloud Hizmeti" diyebiliriz. Umarız bu lansman ve pazarlama örneği diğer konuşan ama bir şey üretmeyen firmaları hareketlendirir ve sektör teknoloji tüketen değil, üreten bir dinamiğe kavuşur.

Tags: , , , , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 24.04.2011 16:14 | Yorumlar (0)

İhtiyaçlar her zaman sonsuz fakat kaynaklar sınırlıdır. Bu her kural hosting sektöründe de değişmezdir ve her zaman daha çok işlem gücüne, daha çok trafiğe daha çok depolama alanına ve daha çok alana ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaçların çoğu günümüzde teknolojilerin gelişmesiyle az maliyetli, çok kapasiteli olarak zaten sunuluyor, zamanlada gelişiyor. Fakat verimerkezlerinde sunucunun kapladığı alanı düşünerek üretilmiş ve son kullanıcıya sunulan çözümler şimdiye kadar yoktu. İşe yazımızın konusuda bu. Micro-Serverlar!

Cloud sistemlerine artan taleple alakalı sunucu ihtiyaçlarının artmasıyla birlikte verimerkezlerinde bir çok tipte sunucu kasaları yer kaplamaya başladı. Genelde kapasiteleri ile doğru orantıda büyüklerdi. Şimdide öyle fakat donanım üreticileri yeni bir konsept geliştirerek az alanlarda, bir çok sunucu barındırılmasını imkan veren ve bu imkanı sağlarken donanım özelliklerinden de öndün vermeyen, performans'ın ve verimliliğin ön planda olduğu Micro-Server'ları ürettiler. Henüz Türkiye'de görmesekte yekın zamanda geleceği muhtemel iki micro-server'a özet bir bakış attık, bakalım bu micro-server'ların mariftetleri nelermiş.

Dell PowerEdge C5000

Dell'in geçtiğimiz aylarda tanıtımını yaptığı PowerEdge C serisi modeli Hosting firmaları için tasarlanmış ve optimze edilmiş bir micro-server serisidir. 3U alanın içinde 12 adet sunucu barındırabilen bu cihaz Dell'in vaadine göre performans ve fiyat'tan ödün vermeden çalışabiliyorlar. Dell bu ürüne çok çekirdekli cpu desteği sağlayarak performans kaybı olmadan daha küçük alanlarda büyük CPU gücüne sahip olmanızı sağlamayı hedefliyor. Bu sistem Dell'in Blade şasesinin bir benzeri fakat daha az enerji, daha az maliyete sahip olabileceğiniz bir cihaz.

Donanım öcelliklerini vermek gerekirse.
PowerEdge C5125 ve C5220 hem AMD hemde Itel CPU'larını destekliyor, 4 x DDR3 UDIMM, 2 x 3.5inc veya 4x2.5inç HDD, 2xGbE portu, IPMI 2.0 ve iKVM özellikerine sahip olarak geliyor.Güç ve Soğutma ortak alandan sağlanıyor.

Fujitsu Micro-Server PRIMERGY MX130 S1

Bu konseptin gelişmesinde fujitsunun katkısı büyük, çünkü ilk fikri ve ürünü ortaya atan firma fujitsu. MX130 sunucuları ile de piyasaya micro-server ürünlerini lanse ettiler. En büyük vaadleri enerji'de herhangi bir performans kaybı olmadan maliyetinizi %85 düşürdüklerini söylemeleri. Ürünü çok geniş yelpazede işletme kullanabilir örneğin bir şirkette back-office sunucu olarak veya bir hosting firmasında web server olarak kullanılabilir ama daha fazlası için yetersiz. Enteresan bir özelliğide hem dikey, hemde yatay olarak kullanılabiliyor olması. Öte yandan çok sessiz çalışabiyor olduğunuda ekleyelim.

Teknik özelliklere bakarsak;
Sadece AMD işlemcilerini detekleyen MX130, 4xDDR3 Ram slotu bulunuyor ve maksimum 16GB'a kadar yükseltilebiliyor. 2x3.5inc HDD mevcut. 10Kg ağırlında Genişlği 34cm, Yüksekliği 10cm, Derinliği ise 38cm olarak gerçekten micro server olduğunu gösteriyor :) daha fazla detay için aşağıdaki Spec Sheet'e göz atabilrisiniz.

Ek olarak MX130'un neye benzediği konusunda fikir edinebilmeniz açısından bir video paylaşalım istedik.

 

 

Sonuç

Konsept tamamen Gree-IT ve Enerji verimliliği üzerine kurulu, artık verimerkezlerinde veya cloud sistemlerde daha az enerji, daha az alan kullanılarak daha çok iş yapılacak vaadinde ki sektör bunu gerektriyor.
Günümüzde cloud sistemlerine talep artarken kendi cloud'ını kurmak isteyen firmaların tercih edebileceği donanımlar olduğunu dşünüyoruz. Fiyatlara ulaşamasakta şuanda ki standart sunuculardan daha ucuz olacağı kesin. Bize göre DELL'in C5000 serisi hosting firmaları için biçilmiş kaftan. Önümüzdeki günlerde bu konsept ile ilgili daha gelişmiş ürünlerin çıkacağını tahmin ediyoruz. Hatta kendi cloud'ını kurmak isteyen vermerkezleri veya hosting firmalarına yönelik anahtar teslim ürünler'de çıkacaktır.

Tags: , , , , , , , , , , | Categories: Güvenlik, İnceleme Posted by Editorial on 16.01.2011 03:29 | Yorumlar (0)

Hosting firmalarının iyi veya kötü olmasını belirleyen en büyük etkenlerden bir taneside E-Posta Altyapısıdır.
Hoster'ın SMTP sunucusu üzerinden gönderilen her bir e-posta, alıcının inbox'ına ulaşmazsa müşterileri direkt sorunu hosting firmasından biliyor ve buda hoster'a telefon, ticket veya şikayet olarak geri dönerek iş gücüne ve zaman kaybına yol açıyor.
Hosting firmalarının network trafiğinin %80'i POP3/SMTP/IMAP %20 ise FTP/HTTP protokolleri arasında paylaşıldığını da göz önüne alırsak ne kadar önemli bir servis olduğunu daha iyi idrak edebiliriz.

Hoster'lar genelde kendi içlerindeki teknoloji ve open-source yazılımlarla iyi bir e-posta servisi oluşturma çabasına girerler, düşük kapasitelerde de en doğru çözüm budur SpamAssasin, ClamAV, Qmail, Dovecot gibi yazılımlar işimizi rahatlıkla görür fakat belirli bir serviyeye gedikten sonra bu yazılımsal çözümler başınızı ağrıtmaya başlar çeşitli darboğazlara takılarak performans sorunları yaşarsınız, normal olarakta müşterileriniz sizden şikayetçi olur. İşte tam burada farklı çözümler aramaya gidersiniz, size en iyi çözüm AntiX Email (Antispam, Antivirus, Antiphsing) Gateway'dir.

Aşağıda hoster'ların kullanabileceği mail gateway'lerin ufak bir listesini çıkarmaya çalıştık. Cloud bazında çalıştıkları için kapasite bağımsız çalışabiliyorlar, kullandığınız kadar ödüyorsunuz ve çeşitli API'ler sayesinde sisteminizi kolayca entegre edebiliyorsunuz. Sunucu yatırımı, bakımı ve yönetimini out-source ederek daha kaliteli hizmet veremenizi sağlayabilirler.

spamexperts.com

SpamExperts SaaS türündeki cloud hizmeti ile sunucu yatırımı yapmadan direkt anti-spam, ant-virus, anti-phishing, anti-malware, and anti-harvesting gateway'inizi hizmete alabilirsiniz. Eğer isterseniz kendi donanımınız üzerine çalıştırabilir ve özel configurasyonlarla daha farklı hizmetlerle beraber istedğiniz servisleri sunabiliyorsunuz. ayrıca cpane, plesk ve DirectAdmin gibi kontrol panelleri için Plug-in yapılarıda mevcut. Clustered çalışabilen spamexperts performans ve fiyat açısından diğer providerlara göre çok daha ucuz görünüyor.

cloudmark.com

E-Mail Security Firewall piyasasında en çok kullanılan ve güvenilen markalardan biriside CloudMark uzun süreden beri sektörde olması açısından gerçekten kapsamlı bir hizmetleri var. 3 milyon e-postayı bir saate spam, virus ve blacklislerde tarayıp transferini sağladıklarını söylüyorlar. Cloud yapısı ile unlimited şekilde domain ve e-posta kullanıcısı barındırabiliyorsunuz. Gelişmiş bir API desteği, çeşitli Policy uygulamalarını LDAP protokolü üzerinden ulaşıp kendi kurallarınızı sisteme tanıtabiliyorsunuz.

mailcleaner.net

Yüksek trafik için optimize edilmiş provider'lardan bir taneside mailcleaner adi üstünde bu sistemde e-postaları spam,virus ve zararlı yazılımlar için tarayıp temizleyip iletiyor. Diğerlerinden farklı olarak Inbox'ınıza spam gelmeyeceğini garanti ediyorlar. Incelememizde resimleride OCR ile tarayıp analiz edebildiklerini gördük, bu sistemide kendi sunucunuzda çalıştırabilme imkanınız bulunuyor. Web arayüzü ile yönetilebilen mailcleaner hoterler için ideal çözümlerden birisi.

commtouch.com

CommTouch Spam alanında ihtisaslaşmış ve bu alanda bir çok değişik servisler sunan komple bir firma. E-mail Firewall hizmetlerini sunarkende bu servislerini birleştirip virus, spam taramalarını daha etraflıca gerçekleştiriyorlar ve %98 spam başarımı vaadediyorlar. Global Mail Reputation sistemi ile desteklenen bu serviste Zero-Hour viruslerine karşıda tam koruma sağlanmış. PostFix, SendMail, MS Exchange, QpSMTPd, Qmail gibi mevcut sistemlerinizlede entegre çalışma desteği mevcut

 

  SpamExperts CloudMark MailCleaner CommTouch
Antivirus var  var  var  var
Antispam var var
 var  var
Anti Phishing var var
 var  var
Spam Kaçırma Yüzdesi %98.99 %98 %99.9  %98
Zararlı İçerik Taraması yok var var  var
Zero-Hour Virus Koruma yok var var  var
Outbound Spam Koruması var var yok var
Control Panel Integration (cpanel,plesk)
var
 yok  yok var
SSL Desteği var  var  var  var
Web Tabanlı Kontrol Panel var  var  var var
Admin, Domain, User erişim seviyesi var  yok var
yok
SaaS Cloud Desteği var  var  var var
Managed Dedicated var  yok  var yok
SMTP/TLS  var  var  var var
LSMTP yok  var  yok  yok
Varolan Kullanıcı Sistemine Entegrasyon yok yok var  yok
Clustered var
 var yok
var
Custom Ports var  yok  yok yok
Linux (Debian) var var
 var  yok
Attachment Blocking var
 var  var  var
Email Size Restriction var  var  var  var
Multiple Location var  var yok  var
Black Listing var  var  var  var
White Listing var  var  var  var
API var  var  yok  var
Reputation Tabanlı Spam Izleme  yok  var yok
 var
Türkçe Desteği var yok yok  yok

Bu sistemlerin hepsi multi-domain bazlı çalıştığından sadece hosting ve ISP'ler için optimize edilmiş olanlardır. Birde kişisel kullanım için önerebileceğimiz bir servis daha var. Hepimizin bilidği Dyn kendi e-mail security hizmetini vermeye başladı www.sendlabs.com adresinden erişebileceğiniz bu servis. Bir kaç domain'e hizmet verebiliyor kişisel kullanım için ideal ve ucuz bir çözüm olabilir. Bu servisin fiyatı domain başına 49.95$/YIL

Bütün bu hizmetlerle ilgilenmiyorum ben kendi çözümümü bir şekilde yaratırım diyorsanızda dünya üzerinde open-source camia yardımınıza koşuyor. Kısaca ASSP denen açık kaynaklı çok profesyonelce hazırlanmış bir yazılımu assp.sourceforge.net adresinden indirip kendi sunucunuz üzerinde çalıştırabilir ve spam'la savaşa başlayabilirsiniz.

Tags: , , , , , , , , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 11.01.2011 22:51 | Yorumlar (0)

Bilişim sektöründe son iki yılın en popüler konularından birisi de sanallaştırma! (Virtualization). Hiç şüphesiz bu konunun popüler olmasında ki en büyük etken baremetal yazılımlarının belirli bir kaliteye ve stabiliteye ulaşmış olmasıdır. Gelin kaynaklarınızı doğru kullanmayan verimsiz çalışan fiziksel sunucunuzda çalışan işletim sisteminizi hangi araçlarla sanallaştırabilirsiniz, donanımınızı hangi araçlarla daha verimli kullanabilirsiniz inceleyelim.

Citrix XenServer (www.xen.org)

Hoster'lar için en efektif ve tercih edilen platformlardan birisidir. Hem 32bit hemde 64bit işletim sistemlerini destekler nitelikte ki XenServer bir çok hoster tarafından tercih ediliyor. Fiziksel sunucunuzu XenServer ile sanallaştırmak için XenServer'ın P2V aracını kullanmalısınız. XenServer kurulum CD'sini sunucunuza taktıktan sonra karşınıza gelen "Convert an existing OS on this machine to a VM (P2V)" seçeneği seçip devam ediyorsunuz ve fiziksel sunucunuz zahmetsizce, sanal sunucuya dönüşüyor.

Xen'in diğer bir avantajıda GPL lisansına sahip olması, yani herhangi bir ücret ödemeden bu sistemi kullanabiliyorsunuz tabi kurumsal seviyede kullanmak için lisans alınması gerekiyor. Standart lisansı 500$ civarında.

VmWare ESXi/vShpere Server (www.vmware.com)

EMC satın aldıktan sonra ürün kalitesini daha da arttıran vmware bir çok hoster'ın sanallaştırma altyapısı olarak ilk tercihidir. Bir çok işletim sistemini sorunsuz ve performanslı bir şekilde çalıştırabilmesi hem 64bit hemde 32bit işletim sistemlerine destek verebilmesi nedeniyle hosting sektöründe oldukça tercih edilir. Özellikle vMotion ve Restore özellikleri ile sunucuları copy/paste şeklinde yönetmenizi , fiziksel sunucular arasında dolaştırmanızı sağlayan güzel özellikleri vardır. Bu platform da fiziksel sunucunuzu sanal sunucuya çevirmek için kullanabileceğiniz araç ise "VMware vCenter Converter" dır.

vSphere kurumsal seviyedeki özellikleri nedeni ile ücretlidir fakat ESXi ve VmWare Server GPL lisansına sahiptir ve açık kayanklıdır dolayısıyla projelerinide bu platformları ücretsiz olarak kullanabilmektesiniz.

Hyper-V (www.microsoft.com/hyper-v)

Microsoft tarafından piyasaya çok hızlı girmiş olan Hyper-V kısa sürede üst seviye bir kalite yakalayıp VmWare ve XenServer'a güçlü bir alternatif haline geldi. Microsoft tarafından her fırsatta teşvik edilen Hyper-V hoster'lara lisans avantajı sağlayarak kullanımını arttırmaya çalışıyor. Özellikle Hyper-V 2008 R2 sürümü ile bir çok beklenen özelliği eklendi ve iyileştirildi. Fiziksel sunucuyu, sanal sunucuya çevirmek için öncelikle Hyper-V 2008 R2 sürümü olması gerekiyor, daha sonra Virtual Machine Manager üzerinden Action > Convert Physichal Server komutunu verdikten sonra karşınıza gelecek olan sihirbazın yönergelerini takip ediyorsunuz.

Hyper-V'yi Windows Server Datacenter Edition üzerine kurarsanız 4 adet sanal sunucu lisansı ücretsiz olarak geliyor.Hosterlar genelde Windows Core Server üzerine kurarak hizmet vermeyi tercih ediyorlar.

Sonuç

Ülkemizde ve Dünyada güvenilen bu sistemlerle donanımlarınızı çok daha verimli kullanmış olmakla birlikte sanallaştırmanın nimetlerinden ve rahatlığından da yararlanmış oluyorsunuz. Bir hosting firmasının yatay ve dikey büyümesi kestirilemediğinden sistemin temel yapısını sanallaştırma üzerine kurulması sürdürülebilirlik açısından çok faydalı olacaktır.

Internet üzerinde bir çok sanallaştırma platformları mevcuttur bu sistemlerin bir listesini http://en.wikipedia.org/wiki/Category:Virtualization_software adresinden edinebilirsiniz.

Son olarak bu sistemlerle Cloud Computing hizmeti veren büyük çaplı servisleride berlitmeden geçmeyelim.

Tags: , , , , , , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 21.12.2010 14:54 | Yorumlar (0)

Bilindiği üzere günümüzde sosyal ağ'lar firmalar için artık kaçınılmaz birer satış kapısı. İnsanlar sosyal ağ'larda firmaların hizmetleri ya da ürünleri hakkında iyi veya kötü bildirimlerde, yorumlarda bulunabiliyorlar. Diğer potansiyel müşteriler de, burda ki yorumlara bakarak firmalar'ı akıllarında şekillendirip ürünülerini alıyor veya almıyorlar.

Diğer sektörüler'den ziyade Hosting Sektöründe ki firmalar bu değerli platformları kendi lehlerine çok rahat kullanabilecek bilgi birikimine sahipler. O halde neden sosyal ağ'ları ve sosyal medya'yı daha fazla kullanmak için adım atmıyorsunuz?

Genelde Türkiye'de ki hosting firmaları sistem gereği sıcak para odaklıdır, yani sağladığı hizmetlerden hangisine talep varsa doğal olarak o alana yönelirler ve yüzeysel bir iş planı (Genelde kendiliğiden ortaya çıkan bir plan olur.) belirleyip uygularlar.

Bu plan tuttuğu sürece ne ARGE'ye, ne de marketing'e yeteri kadar önem vermezler, vermedikleri gibi bunları şirket için önemli birer gider kalemi olarak görüler. Bu yaklaşım da ister istemez ülkemizde ki firmaların kısa ömürlü, teknolojiyi tüketen firmalar haline getiriyor. Bu konu başlı başına bir yazı olduğundan lafı fazla uzatmadan tekrar konumuza dönelim ;)

Önümüzdeki yıllarda çağrı merkezlerinin yerini sosyal platformlardaki şirket hesaplarınızın alacağı bir çok uzman tarafından kabul görüyor, yani Facebook, Twitter gibi ağlardan gelen öneri, şikayet ve istekleri değerlendirmek durumunda kalmanız ileri dönemlerde çok daha fazla olacak. Twitter'da ki @mention ve Facebook'da ki firma sayfanız üzerinden açık olarak kuracağınız müşteri ilişkilerini bir çok takipçiniz görecek doğal olarak çağrı merkeziniz şeffaflaşacak ve müşterilere yaklaşımınız, ilginiz, alakanız diğer müşterileriniz ve potansiyel müşterileriniz tarafından anında bilinecek, değerlendirilecek duruma gelecek.

İleride (Yakın bir zamanda ve hatta şimdi.) Sosyal Mecralar müşteri ilişkilerinde bu kadar büyük rol oynayacaksa, peki neden bu platformları etkili bir satış kanalı haline getirmeyelim? neden firmanızın imajını ve bilinirliğini bu platformlar yardımı ile kuvvetlendirmeyelim? Bir çok sosyal ağ'da firmanız için yaratıcı fikirlerinizi hayata geçirmeniz için Programlama Arayüzleri (API) ve Uygulama Kütüphaneleri mevcut.
Bunları kullanarak hizmetlerinizi sosyal ağ'lar üzerinden potansiyel müşterilerinize kolaylıkla ulaştırabilir ve satışını gerçekleştirebilirsiniz. (Ek bilgi: http://blog.erakbas.com/sosyal-medya-vezir-de-eder/)

Esasen bu yazıya ilham veren netfirms.com firmasının "Twitter Domain Registration" twitter uygulaması oldu.Twitter'ı kullanarak güzel bir domain satış kampanyası başlatmılar.
Çok kısa süreler içerisinde alanadınızı kayıt etmenizi sağlayan bu ufak twitter uygulaması ile hoster'lar için yeni bir dönem'in başlagıç sinyallerini vermiyorda değil. Bahsettiğimiz uygulamaya http://www.netfirms.com/twitter-domain-registration adresinde ulaşıp inceleyebilirsiniz. Bizim anlatmak istediğimizde tam bu ve benzeri uygulamalardır.

Örneğimizi biraz inceleyecek olursak:

Twitter hesabınızdan netfirms.com uygulamasına izin verdikten sonra @netfirms kullanıcısına "Direct Message" ile kaydetmek istediğiniz alanadını bildiriyorsunuz. Netfirms'de sizin için domain kaydını gerçekleştiriyor. Sonunda ise sadece bir tweet ile domain kaydedebiliyorsunuz. Bu özelliği twitter'ın SMS özelliği ile birleştirip nerde olursanız olun, aklınıza gelen alanadını tek bir sms ile kayıt edebilir konuma geliyorsunuz. Domain satışlarınızı arttırmak için güzel ve pratik bir yol değil mi?

Son olarak sosyal ağ'lardan bir kaç istatistik paylaşmak istiyoruz. Bu istatistikler size sosyal mecralara daha önem vermeniz konusundaki motivasyonunuzu tetikleyebilir.

 

  • Foursquare kullanıcı sayısı: 5 milyon (2009′da bu sayı 200 bin idi.)
  • Twitter’a her gün 300.000 yeni kullanıcı katılıyor,
  • Twitter’in site trafiğinin %75 gibi büyük bir kısmı Twitter ekosisteminde gelişen üçüncü parti uygulama ve sitelerden geliyor,
  • Twitte aylık 190 milyon tekil ziyaretçi alıyor.
  • Twitter'a son 12 ayda 25 milyar tweet gönderildi.
  • Facebook'ta ki global kullanıcı sayısı 467.534.140 kişi (Mayıs 2010)
  • Facebook Türkiye kullanıcı sayısı 22.176.640
  • Facebook Türkiye'de ki Online nüfusun %68'ine ulaşabiliyor.
  • Türkiye Facebook'da ki ülke sıralamasında 4. Sırada.
  • Türkiye'den Facebook'a son bir ayda 830,540 kişi katıldı. (Kasım 2010)
  • Facebook Türkiye'de erkek kullanıcı sayısı 13.657.600
  • Facebook Türkiye'de kadın kullanıcı sayısı 7.657.600

Kaynaklar:

Tags: , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 04.12.2010 03:25 | Yorumlar (0)

Yukarıda gördüğünüz sayaç Ipv4 rezervinin % cinsinden kalanını göstermekte ve şu anda (12.12.2010) sayaca göre IPv4 rezerv'i 2011'in Şubat ayında bitecek!

Konuya daha gerçekçi bakarsak. Bundan 10 sene önce IPv4'ün 2015 yılına kadar tükeneceğini ön görüyorlardı fakat her yıl katlanarak büyüyen internet'te günümüz de 4,294,967,296 adet IPv4 adresinden sadece 2.7% kalmış durumda buda demek oluyor ki herşey sanıldığından çok daha çabuk değişecek. Fakat korkulacak bir durum tabiki yok IPv4 bittikten sonra IP sağlayıcıları Ipv4 tipinde IP tahsis edemeyecekler ama eski alt yapı Ipv6 üzerinde çalışabilecek ve tamamen geçip 2020 yılını bulacak.

Hosting firmaları bu duruma kısmen hazırlar. Çoğu işletim sistemi Ipv6 protokolünü destekliyor, çoğu web server Ipv6 siteleri host edebilecek kabiliyette, bir çok router Ipv6'ya hazır, Türk Telekom'un IPv6 çalışmaları hızla sürüyor ve nihayet devlet kamu kurum ve kuruluşlarının 31 Ağustos 2013'e kadar IPv6 destekler hale getirmek için genelge yayınlandı. Bu farkındalılığın devlet kademelerinde de olması ülkemiz geleceği açısından gerçekten güzel ve sevindirici.

Dünyada ve ülkemizde Ipv6 farkındalılık çalışmaları hızla sürerken ve herkes Ipv4'ün tükenmekte olduğunu haykırırken konumuz olan Türkiye'de ki hosting firmalarının IPv6'ya bakış açısı nasıldır, hangi firmaların IPv6 blokları var diye ufak bir araştırma yaptık. RIPE'ta ve Sixxs sitelerinden edindiğimiz bilgileri özetlersek tahmin edileceği gibi çok çok az firma IPv6 farkındalılığına sahip ama hiç biri Ipv6 işletecek kapasitede görünmüyor veya şuan için talep olmadığından işletmiyorlar.

IPv6 IP Blog'una sahip Telekom ve Hosting firmaları

  1. KocNet (2001:930::/32)
  2. Eser Telekom (2001:1b68::/32)
  3. Superonline (2a01:188::/32)
  4. Borusan Telekom (2a01:718::/32)
  5. Radore Hosting (2a01:790::/32)
  6. Cizgi Bilgisayar - Natro (2a02:2020::/32)
  7. Sadecehosting (2a02:26b0::/32)

Yukarıdaki listede görüldüğü gibi Hosting sektöründe IPv6 farkındalığı olan 3 firma göze çarpıyor. Natro, Radore ve Sadecehosting bu üç firmada ripe üzerinde kendilerine tahsis edilmiş IPv6'ları bulunuyor. Fakat herhangi bir IPv6 aktiviteleri şimdiye kadar olmamış yani IPv6 adresleri var ama kullanmıyorlar veya kullanamıyorlar. (Ufak bir anekdot olarak Türkiye'de Ipv6 aktivistesi en yüksek kurum ULAKBIM olarak görünüyor ve IPv6'yı tam destekliyor.)

Sonuç

Çok yakın bir gelecekte IPv6 herkesin kapısına gelip dayanacak, hosting firmaları bu kaçınılmaz değişime ne kadar çabuk adapte olurlarsa, o kadar rağbet görecekler. Kimbilir Ipv6'ya adapte olabilen firmalar, ipv6 üzerineden katma değerlerli servisler keşfedip farklı hizmet dalları oluşturmayıda başarabilirler.

Sektörde çalışan profesyonller de kendilerini bu değişime ayak uydurmak zorundalar. Yakın gelecekte hosting firmaları sistem yöneticisi işe alırken Ipv6 uzmanlık sertifikalarını isteyebilir veya belirli derecede bilgi sahibi olmalarını isteyebilirler.

Umarız bu yazımızla ileride oluşabilecek açıkları doldurmak için çalışmaya başlayacak olan hosting firmalarını ve sistem yöneticilerini motive edebilmişizdir ;)

Kaynaklar:

Tags: , , , , , , , , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 26.11.2010 23:25 | Yorumlar (0)

H2B (h2b.com.tr) hizmet hayatına yeni başlamış "Ne kullanıyosak, Onu satıyoruz" mottosu ile hareket eden bir Bulut-Bilişim (Cloud-Computing) firması. Klasik sunucu kiralama ve sanallaştırmanın yanı sıra butik isteklerede cevap verebilen h2b'nin hizmetini test etme şansı yakaladık.

Sipariş:

Açıkcası web sitelerinden ne yaptıklarını ilk etapta anlayamadık. Ne satıyorlar? Nasıl satıyorlar? Nerden sipariş vereceğim? o bildiğimiz kutu-kutu yapı altında da sipariş butonu bulunmuyor.
Bunu parekende satış yerine müşteriye özel çözümler üreten bir firma olduklarına ve sistemin yeni olduğunu için yüklü bir talep oluşmasını istemediklerine yorarak sunucu siparişini nerden vereceğimizi aramaya koyulduk ve http://www.h2b.com.tr/neler-yapariz/bulut-kiralama adresini keşifettik.

Aylık 195 TL+KDV'ye 2GB Ram, 4800Mhz işlemci gücü, 30GB Raid 6 tipinde NAS'dan yer, 10GB backup alanı, 10mbit limitsiz hat. sahibi olabildiğimiz öğrendik.

Özelleştirme:

Siparişimiz onaylandıktan sonra, hangi işletim sistemini kullanacağınızı, üzerine hangi programların kurulacağını H2B'ye bildirmeniz gerekiyor. Bildirimler için h2b'nin sunduğu bir bilgi sistemi yok telefon veya e-posta ile bu isteğinizi gerçekleştiriyorsunuz.

Burda ki butik anlayışının hem iyi, hemde kötü bir tarafı var.

Güzel olan durum, istediğiniz programı H2B'ye kurdurabiliyor olmanızdır. Örneğin: İşletim sistemi Centos 5 olsun, Mysql 4.0'ü kurun üzerine birde Jabber server kurun ek olarakta Apache 2 üzerine PHP5 konfigürasyonunu yapın bana öyle teslim edin diyebiliyorsunuz.

Kötü olan durum ise H2B'nin herhangi bir uygulamanın konfigürasyonunda önemli bir noktayı gözden kaçırma riskinin olması. Bu gözden kaçan nokta php.ini'de kritik bir değer veya mysql'ın herhangi bir sömürüye olanak veren yetkilendirmesi olabilir paralel olarakta  müşteri tarafında telafi edilemez zararlara yol açabilir. Bu durumda H2B'nin sorumluluğu nasıl üstleneceğini merak ediyoruz.

Sunucu:

Biz Windows Web Server 2008 R2 üzerine Parallels Plesk Panel 9.5 kurulu olsun istedik kısa bir sürede kurulumu tamamlayıp sunucu ile ilgili bilgiler e-posta ile gönderdiler.

Öncelikle IP adreslerini inceledik.

  • IP'ler ICMP'ye kapalı geliyor ve klasik olarak size özel bir sub-net (255.255.255.192) atanmış şekilde RDP üzerinden erişim sağlayabilyiorsunuz.
  • Sunucuda ki 2 adet IP'yi DNS Black Listlerinden test ettik ve herhangi bir black-list'te olmadığını gördük.
  • IP'lerinde PTR kayıtları mevcut (Revers A kaydı - Ters DNS) ama ISP tarafından oluşturulmuş durumda.
  • IP'lerin sahibi Radore Telekom yani H2B sistemini Radore Telekom verimerkezin'de barındırıyor.
  • IP özelliklerini http://www.jetping.com/ aracılığı ile test ettik.

Donanım olarak incelediğimizde (Detaylı bilgiyi http://www.h2b.com.tr/neler-yapariz/bulut-sunucular adresinden edinebilirsiniz) DELL marka sunucuların kullanıldığını öğrendik. Sanallaştırma yazılımı olarak Citrix Xen Server kullanılmış ve yine DELL marka (DELL PowerVault MD32201i) NAS ile bulut şeklinde sistem çalışır hale getirilmiş.

Disk Performans'ını test ettiğimizde ise aşağıdaki verilerle karşılaştık.

  • Saniyede işlenebilen toplam I/O sayısı 688.55
  • Saniyede ki okuma hızı 5.08MB
  • Saniyede ki yazma hızı 16.03MB
  • Saniyede ki okuma tepki süresi 1.4779ms
  • Saniyede ki yazma tepki süresi 1.5115ms
  • Toplam 688.55 I/O işleminde % 53.56 CPU kullanımı gerçekleşmektedir.
  • Test 512B Rastgele Okuma ve 32KB Okuma aralığında yapılmıştır.
  • Test aracı olarak I/O meter kullanılmıştır.

Özellikle sanal sunucular da disk performans'ı oldukça önemlidir. Test değerleri üzerinden konuşmak gerekirse bir web veya uygulama sunucusuna yeterli gelecek seviyede'dir diyebiliriz. I/O limitlerinin ortalama değerlerde olması NAS'ın sunucu ile arasındaki iSCSI protokolünden kaynaklandığını tahmin ediyoruz. Yinede hoster'lar için fiyat/performans kabul edilebilir düzeylerde.

Network:

Altyapının Radore Telekom datacenter'ında barındırıldığını daha önce söylemiştik. Standart paket olarak 10mbit upload ve download limitimiz var ve aylık olarak herhangi bir sınır bulunmuyor buna göre de 1 ay boyunca her saniye 10mbit trafik yaratırsanız 3164,063 GB gibi bir limitiniz oluyor.

Yaptığımız ilk test İstanbul'da ki Radore Telekom'dan => Ankara'da ki bir 3C1B verimerkezine oldu.

  • Upload 36.61 Mbit
  • Download 32.99 Mbit

İkinci test olarak izmir'de ki Netdirekt verimerkeziydi. bu test'in değerleride aşağıdaki gibi.

  • Upload 10.75 mbit
  • Download 25.6 Mbit

Değerler vaad edilen değerlerin üzerinde ve gayet güzel.

İzleme (Monitoring):

Sunucu izlemek için "Web Raporlama Aracı" (http://www.h2b.com.tr/neler-yapariz/web-raporlama) isminde bir araçları mevcut. Bu ücretsiz sahip olabileceğiniz bir özellik fakat şu anda geliştirme çalışmaları sürdüğü için kullanılamamakta, verdikleri bilgiye göre ocak ayında "Hizmet Yönetim Sistemi" adı altında müşteri kontrol panellerini kullanılır hale getireceklermiş.

Yine anlık olarak CPU, RAM, HDD ve Network Trafiğini izleyebileceğiniz ve grafik raporları alabileceğiniz ekranlar müşteri kontrol panelinde kullanıma açılacakmış fakat şuanda kullanılamamakta.

Yönetim:

Bulut Sunucunuzun yönetimi konsept itibari ile H2B üstleniyor. Yani onlar sunucunuzu 7/24 monitor edip restart edilecekse gerekli işlemi gerçekleştiriyorlar.

Fakat bütün bu işlemleri kendiniz yapmak isterseniz geliştirmekte oldukları "Hizmet Yönetim Sistemi" üzerinde sunucunuzu açıp, kapatıp (power off/on) restart edebileceksiniz. Ayrıca direkt bir console erişimde talep gelmesi halinde müşterilere sunulabileceğini belirttiler.
Şuan için Bulut Sunucunuzun yönetimi H2B'nin profesyonel ellerine bırakıyorsunuz.

Sonuç:

Alyapılarından ziyade hizmet anlayışları ile sektöre yeni bir renk getirdiklerini söyleyebiliriz. Kendi know-how'larını sizin için optimum çözümü üretmek için kullanıyorlar. Hatta hizmetinizi başka firmadan alıyorsanız h2b geçiş'i sizin için yapıyorlar (örneğin web sitelerinizin taşınması, uygulamanızın taşınması,konfigürasyonu).

Bu destek ve hizmet anlayışlarını sürdürüp altyapılarını daha'da güçlendirdiklerinde adından sözettireceğe benziyor.

 

Tags: , , , , , , , , , , | Categories: İnceleme, Software Posted by Editorial on 26.11.2010 09:31 | Yorumlar (0)

Domain Name Systems (DNS) internetin başlangıcından beri var olan ve .com'a anlamını veren yegane sistemlerden bir tanesidir.
Önceleri 100 satırlık bir text dosyasından ibaret olan DNS serverlar internetin gelişmesi ile beraber belirli standartlara kavuşup evrimini günümüze kadar sürdürebildi.

Günümüz'de de Hosterların ençok  tercih ettiği DNS yazılımları (Bind, DjbDns, Microsoft DNS gibi) artık eskimeye başladı ve önümüzdeki dönemlerde de internetin değişimine ayak uyduramayacağa benziyor.

Peki halihazırda kullanılan dns yazılımlarından başka hangi yazılımlar hoster'ların ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve günümüz teknolojilerine uyum sağlayabilece düzeyde? Bu sorunun yanıtını ararken aşağıdaki dns yazılımları dikkatimizi çekti. Umarız yardımcı olur.

PowerDNS - (www.powerdns.com)

Ücretiz, Açık Kaynaklı ve Modern bir DNS yazılımı. PowerDNS, Zone2Sql, Zone2Ldap çalışabilmesiyle hoster'a bir çok avantaj sağlıyor. MySQL, MSSQL, SQLite, PostgreSQL gibi performanslı veritabanları ile entegre olabilmesi hosting firmalarına kolayca adapte edebileceği bir yapı sunuyor.

Auhority ve Recursive tiplerinde kullanabileceğiniz PowerDNS, DNSSEC desteği ile Man-In-The-Middle (MITM) ataklarına karşı müşterilerinizi koruyor. Saniyede 100.000 dns sorgusuna cevap verebilen PowerDNS hoster'lar için çok güçlü bir alternatif.

ANS - (www.nominum.com)

Piyasada aynı işi yapan bir sürü ücretsiz dns yazılımı varken neden buna para vereyim diyebilirsiniz. ANS Ücretli ama karşılığını alıyorsunuz.

Çalışma şekli biraz enteresan ve kendine has, çok ayrıntıya giremeyeceğiz fakat yönetimini SOAP'tan veya SNMP'den yapabileceğiniz bir dns sunucusu arıyorsanız ANS'i kullanabilirsiniz.

Unbound - (unbound.net)

Diğer açık kaynaklı (Open Source) alternatifimiz Unbound. 2008 yılında Verisign, Nominet ve kirei ekiplerini geliştirdiği bu sistem performans açısından çok dikkat çekiyor.

Unbound DNS, günümüz isteklerinin hepsine cevap verebilecek kapasitede tasarlanmış (DNSSEC, IPv6 gibi). Diğer dikkatimizi çeken konuda bir open source proje için çok aktif commiter'larının olması, bu da Unbound DNS kullanmayı düşünenlerin lehine bir durum.

MaraDNS - (www.maradns.org)

Bilinen DNS saldırılarına karşı direnciyle ön plana çıkan MaraDNS açık kaynaklı olarak dağıtılmakta ve son derece pratik kuruluma sahip.

Windows ve Linux sistemlerde çalışabilir şekilde geliştirilmiş güçlü bir alternatif olarak karşımıza çıkan bu DNS server'ın sadece komut satırından yönetimi tek dezavantajı.
İlgimizi çeken başka bir özellikte phishing ve malicious adreslerini dns server üzerinde elemine edebiliyor olmamız. Güvenliği önplanda tutmak istediğinize kullanın deriz.

Tags: , , , , , , , , , | Categories: Control Panels, İnceleme Posted by Editorial on 16.11.2010 04:06 | Yorumlar (0)

Natro : https://www.natro.com/Musteri/Login.asp

Isimtescil : http://www.isimtescil.net/Login.aspx

Ihs.com.tr : https://www.e-destek.com/edestek/login.jsp

Turkticaret.net : https://www.turkticaret.net/usermanage/userlogin.php

Sadecehosting: https://my.sadecehosting.com/login.php

Markum : https://www.markum.net/uyeGiris/uyeGiris.asp

Doruk.net : https://webkontrol.doruk.net.tr/cp/login.cgi

Websahibi : http://www.websahibi.com

Niobeweb : https://customer.niobeweb.net

Turhost : https://secure.turhost.com/cp/login.cgi

Turkishost : https://secure.turkishost.com/clientarea.php

Kriweb : https://secure.kriweb.com/login.html

Netdirekt : https://www.netdirekt.com.tr/clientarea.php

KebirHost : http://www.kebirhost.net/giris.php

Alantron : https://www.alantron.com

Vital : http://www.vit.com.tr/uyegiris.jsp

Karegen : https://www.karegen.com/login.php

Kobiline : http://panel.kobiline.com

Radore : https://my.rh.com.tr

Vargonen : https://my.vt.com.tr

Garantiweb : http://www.garantiweb.com/index.asp

Linesis : http://panel.linesis.com

AnadoluDns : http://anadoludns.myorderbox.com

Fatih YILMAZ
http://www.fatihs.info

Tags: , , , , , , , , | Categories: İnceleme Posted by Editorial on 06.11.2010 19:50 | Yorumlar (0)

Bu analizin "özet" olan ilk bölümünü burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.


Ülkemizde telekom alanında neyin ne olduğu çok net gözükmüyor. 2-3 yıldır piyasaya sunulan bir sürü kampanya arasında, kullanıcının hem hızlar, hem de fiyatlar konusunda kafası çok karışık. Satın alınan bir hız ve ucuz olduğu düşünülen fiyatlar var ama gerçekleşenler karışık. İnternet konusunda çok ilerdeyiz sanılıyor ama yurtdışındaki verilere bakılınca durum pek de böyle gözükmüyor.

Bakıyorsunuz, TTnet dışındaki ISS'lerin ismi var, cismi ise zar zor var (yokolanlar da var tabi), Türkçe içerik ancak emekliyor, yurtdışında kendi başına bir pazar olan veri merkezi sektörü ise ülkemizde yok, bu işlev ancak var olan ISS'ler tarafından yerine getiriliyor.

Veri merkezi kurmak üzere ülkemizi ziyaret eden yabancı yatırımcı ise, durumu görüyor ve Bulgaristan ya da Romanya'ya gidiyor.

Artık yaşadığımız dünya global bir dünya. Dolayısıyla burada verilen bir istatistiği ya da durumu, şurada başka bir durumla karşılaştırıp yorumlamak mümkün. Veri merkezlerine bakıldığında, örneğin Google dünya çapında 30.000 sunucu işletiyor, Yahoo 60.000, HP 300+ bin, IBM 300+ bin. Bu sunucular ülkemize gelemiyor, yabancı yatırımcı günümüzün yatırım yıldızı ülkemize gelip, yatırım yapmadan geri gidiyorsa, bunun nedenine bakmak gerekir.

Ulaştırma Bakanı da "Internet içeriğinin zenginleştirilmesi ve yurtdışından yurt içine çekilmesi" gerek diyor. Zaten son bir ay içerisinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım çeşitli konuşmalarında, yurtdışına yerleşmiş olan içeriğin yurtiçine çekilmesi için çalışma yapıldığını, Türk Telekom'un fiyatları ucuzlatacağını söylüyordu. Bu sözler pek çok içerikçi için umutlu bir bekleyişe yol açıyordu ve bu umutlar hafta başında sona erdi. Sektörün düzenleyici kurumu olan BTK, Türk Telekom'un ilgili tarifesini onaylandığı kurul kararını sayfalarına koydu[1].

Hemen arkasından da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım müjde verdi[2].

Tarifenin uygulama esasları henüz ortada olmamasına rağmen, tarife ne yazık ki bekleneni vermekten uzak. Üstelik tarifenin bir tarafında 2 yıl süreyle bedava sözü geçiyor ama yurtiçi içeriğe değil. Bu da dolayısıyla taraflarda bir hüsran yarattı. Tekrar söylemek isteriz ki henüz uygulama esasları ortada değil ancak yayınlanan karara bakarak, kısaca durumun özetini şöyle verebiliriz;

  •  

      - İşletmecilerin ve son kullanıcıların makul bir ücret karşılığında elektronik haberleşme şebeke, altyapı ve hizmetlerinden yararlandırılması

      - Tüketici menfaatlerinin gözetilmesi

      - Hizmetin kullanımının teşvik edilmesi yönüyle elektronik haberleşme hizmetleri arzı ve yeni yatırımların özendirilmesi

      a. Öncelikle denetleme düzenleme görevi Bilgi Teknolojileri Kurumuna 5689 sayılı yasa ile verilmiş bir görev. Oysa kurumun bu görevi başka şirket veya kuruluşlara devretme yetkisi bulunmuyor. Bu polisin sanıkları tutuklama görevini, mahkemelerin yargılama görevlerini başkalarına delege etmeleri gibi bir durum yaratıyor.

      b. Kaldı ki Türk Telekom adı geçen diğer ISS'lerle yoğun bir rekabet içerisinde. Bu tür bir denetleme hakkının Türk Telekom'a verilmesi büyük bir rekabet sorunu yaratabilecektir.

      c. Yine Bilgi Telnolojileri Kurumu kendi düzenlediği bir başka kararla yine çelişiyor. Kurum bundan bir süre önce telekomünikasyon sektöründe yetkilendirmiş olduğu kuruluşlardan 27001 Bilgi Güvenliği Sertifikası almalarını talep etmişti. Bu kurumların kendi aldıkları sertifikanın gereği olan gizliliği kendi dışındaki kişilerle paylaşmalarını ve kendi müşterilerinin bilgilerinin gizliliğini riske atmaları gibi bir durum oluşturuyor.

      d. Yine Türk Telekom'a verilen bu kontrol hakkı, ISS'in müşterilerinin sunucularına uzaktan erişim, yerinde inceleme, switch/routerkontrolü, IP erişimleri, ISS'in kullanıcısına tahakkuk ettirdiği faturayı isteme gibi boyutlara ulaşabilmekte. Üstelik bu doğrultuda hazırlanacak olan sözleşmeyi imzalamayan ISS'ler bu uygulamadan yararlanamayacaklar. Sanırım böyle bir sözleşmeyi kendini kurumsal olarak kabul eden hiçbir
      Telekomünikasyon İşletmecisi imzalamayacaktır.

      e. Diğer taraftan aynı tarifelerin Türk Telekom Veri Merkezi içerisinde uygulanması sırasında Türk Telekom'un nasıl denetleneceğine değinilmemiş, adeta keyfi uygulamanın önü açılmıştır. Örneğin ISS müşterilerinden istenen sunuculara uzaktan erişim şartı, Türk Telekom Veri Merkezini kullanacak müşterilerden istenmemiştir. Şimdi siz içerik sahibi olsaydınız, sunucularınızı Türk Telekom'da olsa bir başka şirketini personelinin uzaktan erişimine açmak ister miydiniz? Yoksa böyle bir şart olmayan TTVM'ye mi götürürdünüz?

  • 1 Öncelikle BTK kararında yeni "Veri Merkezi ve Metro Ethernet" tarifesi bir kampanya olarak anılıyor. Yani devamlılığı soru işareti.

    2. Bu kampanyanın amacı olarak 3 gerekçe verilmiş:

    3. İlk itirazımız "makul bir ücret karşılığı" ve "yatırıma özendirme" tarafında. 2 yıl süreyle ücretsiz verilecek bir servisin işletmecileri nasıl yatırıma özendireceği pek anlaşılmıyor.

    4. 2010/DK-07/545 sayılı BTK kararı, Kurumun tarihinde ilk kez bir başka sürpriz ile karşımıza çıkıyor. Kurum sürpriz bir şekilde yapılan kampanyanın kapsam içerisinde kullanıldığı ve kötü niyetli kullanılmadığından emin olmak için kampanyadan yararlanan ISS'lerin teknik ve idari "her türlü" denetimini Türk Telekom'a vermiş durumda. Bu durum da önemli sakıncalar oluşturabilir :


Hosting konusundaki İndirim, rekabete karşı bir uygulama mıdır?

Düşünün ki siz bir içerik üreticisisiniz. Bir web siteniz var. Bu siteyi belirli bir noktaya getirmek için yıllar boyu uğraşıp didiniyorsunuz. Üstelik öyle bir ülkedesiniz ki o ülkenin Internet çıkışlarını taşıyan fiberler sık sık kesintiye uğruyor, kullanıcılar bundan etkilenmesin, içeriğe hızlı erişsin diye ülkenizdeki veri merkezlerini kullanıyorsunuz, komşunuz Bulgaristan dakinin 6-7 katı fiyatlara Internet kapasitesi alıyor, üstelik katma değer vergisi ödüyor, yetmedi kısa bir süre öncesine kadar %15, şimdi ise %5 olan Özel İletişim Vergisinin maliyetine katlanıyorsunuz. Üstelik ülkenizdeki elektrik enerjisi fiyatları batıdakilerin kat kat üzerinde ve hizmet almakta olduğunuz veri merkezleri de bu fiyatlara maruz kalıyorlar.

Bu da yetmedi kullandığınız elektriğin her kuruşunda sevgili ülkenizin devlet televizyonuna özel şirketlerin 10'da 1'i kadro ile yaptıları işi yapsın diye pay ödüyorsunuz.

Bir gün Ulaştırma Bakanınız çıkıyor ve diyor ki: "İçerik çok önemli, biz içeriği destekleyeceğiz. Ben talimat verdim Türk Telekom hosting fiyatlarını %50-60 düşürecek". İçinizden diyorsunuz ki: Vay be bizim bakan amma da güçlü. Özelleştirdiği kuruma bile "fiyatları düşürün" diye posta koyuyor ve de indirtiyor.

Sonra içinize bir kuşku düşüyor: Peki ama bizim bakan, niye bizim hizmet aldığımız Veri Merkezine de aynı talimatı vermiyor. Türk Telekom'un burada özelliği nedir? Yoksa özelleşmedi mi? Yoksa sektör serbestleşmedi mi?

Tabi içerikçi olarak, "bana ne" diyebilirsiniz, "ben neresi ucuzsa oraya giderim". Ama bu hosting konusunda, bugüne kadar fazla müşteri çekemeyen Türk Telekom'un, az sayıda Türkçe içeriği elinde bulunduran ISS'lerin elinden bunu almak ve o konuda da tekel olmak üzere bir yaklaşımı mıdır? diye de düşünenler var. Bu yazı dizisinde "Fatmagül'ün suçu nedir diye sorduran durumlardan birisi" anlayacağınız.

Bunun içerikçiler için anlamı ise, "günün birinde, rekabet kalmayınca fiyatlar yeniden bir yerlere mi fırlar?" sorusudur. "O zaman yurtdışına çıkarsınız" diyenler olabilir ama ciddi içerikçiler için bu göç hayli zor.

Zaten sorunlar bölümündeki belirttiğimiz ilk madde de buna işaret ediyordu. Bu "tarife" yerine "kampanya" adı ile ortaya konan bir süreç. Yani ne zaman artacağı soru işareti.

Bu durumu başka bir dizi ismi ile işaretleyebiliriz : "Öyle bir zaman olur ki"..

Yurtiçi içeriğe karşı - Yurtdışı İçerik

Bu arada yazımızın esas sorun noktası ise, şimdiye kadar açıklanan durumun, sadece yurtdışı içeriğini yurtiçine getirecekler için geçerli olmasıdır.

Yazımızın ilk bölümü yayınlandıktan sonra, Türk Telekom bir açıklama yolladı ve yurtiçi içerik için de başka bir kampanyanın BTK da beklediğini açıkladı. Ama kampanyanın isminde "yurtdışı için" diye bir ifade yerine "Veri Merkezi ve Metro Ethernet" yazınca biz de bunun tek olduğunu düşündük. Bakalım önümüzdeki günlerde devamı neymiş göreceğiz.

Ama şimdiki duruma bakarsak, bu indirimlerin sadece bugüne kadar içeriğini yurtdışında bulunduran, çok iyi niyetliyse sorumlu sıfatıyla KDV ödemiş, ÖİV'nin yanından bile geçmemiş, Internet'i ve elektriği alabildiğine özgürce ve ucuz kullanmış, ülkesinin devlet televizyonuna 5 kuruş katkıda bulunmamış, bir de yanında bonus olarak 5651 sayılı yasanın loguydu, web sitesine künyesini bile yazmaya gerek duymamış (yazanları tenzih ederim), İçerik Sağlayıcı Yetkilendirme belgesini duvarına asmamış olanlara "Sebil" tarifesi. Sana ise eski, kazık tarife. Üstelik Kurum Kararı'ndan bunun en az 2 yıl daha böyle olduğunu anlıyorsun. İnşallah bu düzeltilecektir.

Ama şu anda açıklanan karar bakınca, "E, Fatmagül'ün suçu ne?" diye bir daha sormadan duramıyoruz tabi ki,

Yarın size bu konunun başka bir boyutunu irdeleyeceğim.

 

Kaynak : http://turk.internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=29780